-MİMARLIK-

Mimarlık; bugüne kadar yaşamış, tarihi çok eskilere dayanan ve gelecekte devam edecek mesleklerden biridir. Çünkü mimarlık; insanın yaşamını ele alır. İnsana yaşayacak yeri sağlam, kullanışlı ve güzellik kriterlerine uygun bir biçimde bir araya getirir.

Fikirlerini ve tasarımlarını en güzel şekilde ifade edenin daha çok tercih edildiği bir dönemdeyiz mimarlıkta. Aslında bu tüm dönemlerde aynıdır. Sadece düşüncelerini ifade eden ya da tasarımlarını uygun koşullarda oluşturamayan mimarlar, maalesef bu sektörden siliniyor. Mimarlık okumak isteyen ya da okuyan insanlara en iyi tavsiye şudur: Üretin. Evet, tek kelimeyle “üretin”. Ama bu tek kelime, zorluk derecesini göstermiyor. Çünkü bir mekânı tasarlamak, üretmek, meydana getirmek mimarlığın en önemli özelliğidir. Ve bunlar, isteyince hemen olmaz. 4 senelik bir eğitimden geçilir. Bu eğitim mimarların fikirlerini ortaya çıkarır ve insanın kendini ve yapabileceklerini fark etmesini sağlar.

İşte kısaca mimarlık her meslek gibi kendine özgü zorlukları olan bir bölümdür. Artıları, eksilerine göre bir hayli yüksektir. Özellikle Türkiye’de mimarlık okumak, en büyük artılardan biridir. Çünkü tarihi açıdan yapılara ve en önemlisi de dünyanın en iyi mimarlarından biri olan Mimar Sinan’ın yüzlerce eserine kolaylıkla ulaşabiliyoruz. Mimar Sinan ve daha binlerce usta, ülkemizin bize (geleceğin mimarlarına) sunduğu avantajlardır.

Ben de bu sene bu tür düşüncelerimden dolayı mimarlık tercih ettim. Herkesten farklı olabilecek fikirlerimin ülkeme faydalı olmasını istiyorum. Gelecekte yine bizim gibi bu mesleği seçen insanların inceleyebileceği sağlam, kullanışlı ve güzel tarihi yapılar oluşturmayı planlıyorum. Mimarlığın en zevkli yanı da bu sanırım. Kalıcı bir eser bırakmak…

Özetle; şimdilerde daha yolun başında bir mimar adayıyım. Yapabileceklerimin farkındayım. Hedeflerimin doğrultusunda ilerleyeceğim. Mimar Sinan’ın şu güzel sözü ile yazımı bitirmek istiyorum: “Yaptığın işi gönlünde hissedersen, ırmaklar çağlar içinde.”.

Şevval YILDIRIM